Yunan Adaları, milyonlarca turist için bir cazibe merkezi oluşturmakta ve özellikle çeşitli jeolojik çeşitlilikler sunarak zengin ve çeşitli bir flora ve fauna barındırmaktadır. Ancak, Tunus'ta olduğu gibi (bu konuyla ilgili 26 Ocak tarihli makaleyi okuyun), iklim krizi etkileri birçok adada görünür hale gelmektedir.
Akdeniz, son birkaç yıldır uzun süreler boyunca anormal derecede sıcak kalmaktadır. “Örneğin, son iki yılda Ege Denizi'nin kuzeydoğusundaki Lesbos'taki Kalloni Körfezi'nde durum böyle. Bu, birçok deniz organizması için bir boğulma durumu yarattı. Diğer bir deyişle, midye, yumuşakça gibi türlerde aşırı ölümler gözlemlendi ve süngerler, gorgonlar, mercanlar ve kırmızı algler (Coralline algae) gibi organizmalarda renk solması ve hastalıkların yayılması gibi fenomenler gözlemlendi”, diyor Ege Üniversitesi Oşinografi ve Deniz Bilimleri Bölümü'nde deniz biyolojisi profesörü Drosos Koutsoumbas.
Bu, suyun saflığını korumaya, erozyonu azaltmaya ve kıyıları dalgalardan korumaya yardımcı olan, ayrıca tehdit altında olan mercan resiflerinin dayanıklılığını artıran deniz ekosisteminin temel unsurlarıdır.
Akdeniz'in Tropikleşmesi
Lesbos'ta olanlar, bilim insanlarının Akdeniz'in tropikleşmesi olarak adlandırdığı bu fenomenin bir sonucudur. “Son yıllarda Akdeniz, su sıcaklığında yaklaşık 2 derece Celsius'luk bir artış yaşadı. Bu, ona tropik özellikler kazandırmakta ve dolayısıyla Süveyş Kanalı aracılığıyla gelen tropik türlerin gelişimini kolaylaştırmaktadır. Bunlardan bazıları agresif olup yerel türlerle rekabet ederek biyoçeşitliliğin azalmasına yol açmaktadır”, diye ekliyor Drosos Koutsoumbas.
Bazıları tehlikeli olabilir. Bunlardan biri, içeriğindeki tetrodotoksin nedeniyle ölümcül olabilen balon balığı (Lagocephalus sceleratus), keskin dişleriyle balıkçıların avlarını tüketmek için ağları ve oltaları yok eder. Diğer bir istilacı tür ise, Süveyş Kanalı aracılığıyla Levant Denizi kıyılarını kolonize eden Rhopilema nomadica denizanasıdır ve büyük yoğunluklarda ortaya çıkarak deniz turizmi üzerinde doğrudan etkiler yaratarak yüzücüler ve dalgıçlar için caydırıcı olur. Denizanasının varlığı, ağları hasara uğratarak veya tıkayarak balıkçılık sektörünü de etkilemektedir.
Diğer egzotik balıklar Yunan sularında bulunmaktadır. Ege Adaları'nda Siganus (ya da tavşan balığı) ve Sarpa salpa gibi balıklar bu duruma örnektir. Bunlar, deniz çayırlarını yoğun bir şekilde tüketen otçul balıklardır ve bu durum ekosistemlerin yok olmasına, biyoçeşitliliğin azalmasına ve besin zincirlerinin bozulmasına yol açmaktadır.
2100'den Önce, birçok Yunan plajı kaybolacak
Yunan adalarının karşılaştığı bir diğer zorluk ise deniz seviyesinin yükselmesidir. Bu fenomen, plajların erozyonuna ve çevresinin azalmasına yol açarak hem fauna için habitatlarını yok etmekte hem de turizm için sorunlar yaratmaktadır.
Yunanistan Ege Üniversitesi Deniz Bilimleri Bölümü'nde deniz jeolojisi profesörü olan Antonis Velegrakis'e göre, 2100 yılına kadar çok sayıda Yunan plajı kaybolmuş olacak. “Tahminlerimize göre, birçok plaj genişliğinin %50'sini kaybedecek ve sonunda tamamen yok olacak”. Yoğun hava olayları, kıyılara yakın kontrolsüz otel altyapısı inşaatları ve doğal koruma için kumullar, ağaçlar ve diğer unsurların eksikliği, bu savunmasızlığın bazı nedenleridir. Özellikle Lesbos'taki en popüler plajlardan biri olan Eressos plajı, bu duruma örnek teşkil etmektedir.
“Eressos'un durumu mükemmel bir örnektir. Öncelikle deniz seviyesinin yükselmesi ve iklim değişikliği nedeniyle meydana gelen daha güçlü dalgalar var. Ardından, kıyıda kötü tasarlanmış inşaat çalışmaları gibi insan etkisi devreye giriyor, bu da plajın dalgalara “doğal” tepkisini değiştirdi ve erozyona karşı daha savunmasız hale getirdi. Son olarak, 1999'da Chalandras Barajı'nın inşası, plaja gelen kum ve malzeme akışını yarı yarıya azaltarak doğal akışı engelledi. Tüm bu değişiklikler, son yıllarda bu plajın yaşadığı felaket değişimlere neden oldu”, diyor Antonis Velegrakis. Uzmanlar, Yunan adaları için zorlukların zamanla artacağını uyarıyor. Kamuoyunun bilinçlendirilmesi son derece önemlidir çünkü vatandaşlar sorunun boyutunu anlamazlarsa, karar alma sürecine katılamazlar. Ayrıca, kıyı bölgelerinin korunması için daha sıkı düzenlemelerin uygulanmasını talep edemezler. Bu nedenle, doğal zenginliğimizi kurtarmak için mümkün olan her şeyi bilgilendirmek ve hızlı bir şekilde harekete geçmek gerekmektedir.

Kapak Fotoğrafı: Kırmızı alglerin (Rhodophycus Mesophyllum) solması Yunan denizlerinde ©Koutsoympas D.