Kıbrıs

Demir dışı metallerin çıkarılması ve işlenmesi sırasında oluşan atıkların geri dönüşümüyle, potansiyel olarak yeşil enerji çözümleri mümkün mü?

Nikel giderek daha değerli hale geliyor. Çeşitli endüstriler için temel cevher olan nikel, enerji geçişleri kapsamında küresel talebi önemli ölçüde artıyor. Hellenic Minerals, Skouriotissa tarihi madeninde, düşük enerji tüketen bir nikel üretim tesisi açtı ve hidrometalürji sayesinde çok saf bir malzeme üretiyor. Böylece Avrupa Birliği'nin daha yeşil bir Avrupa için önerilerini takip ediyor.

Hidrometalürji, metallerin çıkarılması tekniği olan bir tekniktir ve metallerin saflaştırılabilmesi için metalin çözündürüldüğü bir adımı içerir. Onlarca yıllık deneyim ve uzmanlık sayesinde bakır yataklarına sahip olan Kıbrıs, yeşil enerji pazarı için ideal bir zemin sunar. Gelecek yeşil dönüşüm için kritik bir malzeme üreterek dinamik enerji pazarına katkıda bulunur. Yerli metalürji sektörünün geleneğini sürdüren Hellenic Minerals, lateriti işlemek ve son derece saf nikel kristalleri üretmek için hidrometalürji sürecini kullanmaktadır. Bu kristaller, elektrikli araçlar için yüksek enerji yoğunluğuna sahip pillerin üretiminde ve rüzgar türbinleri veya güneş panelleri tarafından üretilen yeşil kaynaklardan enerji depolayan yüksek gerilimli pillerin üretiminde kullanılır.

Yeşil dönüşümün öncüsü

Şirkete göre, hidrometalürji, nikelin geleneksel işlemine kıyasla çok daha az enerji gerektirir. Çözündürüldükten sonra, cevher üretim sürecinin son aşaması olan kristalizasyona kadar çeşitli işlemlerden geçer ve sonunda değerli ve temel bir hammadde olan nikel (NiSO4-6H2O) üretilir. Hellenic Minerals'in genel müdürü Nikolaos Dimopoulos, 22 Med'e şunları söyledi: "Çevreyi koruma prensiplerine uygun olarak yüksek teknoloji projeleri hayata geçirdik. En önemli başarımız, adanın tarihi endüstri faaliyetinin yeniden doğuşunu simgeleyen yenilikçi bir ürün oluşturmaktır."

Bugün, Skouriotissa madeni var olan altyapıları kullanmaya çalışıyor. Bunlar, Avrupa'nın en son standartlarına sahip yeni endüstriyel ekipmanlarla zenginleştirilmiştir, örneğin yüksek kaliteli kristaller üretebilen Avrupa Birliği'ndeki iki tane olan kristalizör gibi. Nikel üretiminin tamamı birçok ülkenin yabancı endüstrilerine yöneliktir. Şirket, genç Kıbrıslı bilim insanları ve teknisyenlere fayda sağlayan 65 yeni iş yarattı. Şirket aynı zamanda bölgenin canlanmasına da katkıda bulunuyor. Çoğu çalışan çevredeki bölgelerden gelmektedir; bu da işsizliği azaltmaya ve insanları doğdukları yerde tutmaya yardımcı olur.

2023 yılı için ihracat faaliyetlerine gelince, metal fiyatlarını etkileyen küresel olaylar ve sektör devlerinin faaliyetlerini durdurmasına yol açan durumlar güvenilir sonuçlar çıkarmayı zorlaştırıyor. Kıbrıs Cumhuriyeti Maden Otoritesi, 2021-2022 yılları için 1.179 ton nikel ihracatı sağlamaktadır.

Çevreye Saygılı Bir Endüstri

2019 yılında şirket, 45.000 ton kapasiteli bir nikel sülfat üretim tesisi inşa etmeye başladı. 2021 yılında, endüstriyel olarak nikel-kobalt karışımı hidroksit (MHP) ve yüksek saflıkta nikel sülfat üretimi başlatıldı. Hellenic Minerals'e göre, kullanılan teknoloji, fırınlar veya diğer işlemler tarafından üretilen atık gaz oluşumunu önlemeye olanak tanır. Tek sıkıntı, laterit (nikel cevheri) Fildişi Sahili'nden ithal ediliyor, Kıbrıs bunu üretmiyor.

Aynı zamanda, bölgede geçmiş madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan kirlilikle mücadele etmek için kapsamlı bir restorasyon programı uygulanmaktadır. Bu program, uygun peyzaj düzenlemesi ve sitelerde ağaçlandırma yoluyla manzaranın kademeli olarak restore edilmesine dayanmaktadır. Hellenic Minerals, "Çevrenin korunması, maliyeti ve çabası ne olursa olsun, mutlak bir önceliktir."

Madenciliğin tarihi, Kıbrıs'ın tarihine ayrılmaz bir şekilde bağlıdır. UNESCO Küresel Jeopark Ağı'na resmi olarak dahil edilen Troodos Jeoparkı'nda bulunan Skouriotissa, dünyanın en eski madenlerinden biridir. Bugün bile, arkeolojik madencilik ve endüstri mirası anıtı olarak tanıtılmasına büyük önem verilmektedir. Dünya genelinden yüzlerce ziyaretçi her yıl siteyi ziyaret ederek, restore edilmiş bir ortamda endüstriyel ve turistik projeleri bir arada yaşatmaya olanak tanımaktadır.